Terapi dendiğinde herkesin gitmemek için kendi adına bir nedeni var. Sizin nedeniniz bunlardan hangisi?

 

1.”Sıkıntımı bir yabancıya anlatmak yerine arkadaşlarıma anlatırım.”

Psikoterapi size bir arkadaşlık ilişkisi sunmaz, ancak arkadaşlarınızla yaptığınız paylaşımlar da sizde terapi etkisini oluşturmaz. Terapist dinleyen ve tavsiye veren kişi değildir. Terapist dinler, analiz eder, gerektiği yerlerde sizleri zorlar ve iç görü kazanmanıza yardımcı olur. Güncel problemi dinlerken bunun kaynağına inmeye çalışır.

2.”Çok maliyetli!”

Psikoterapi sonucunda kişinin elinde satın alınmış gözle görülür bir şey olmadığından bazen verilen paralar boşa gitmiş gibi hissedilir. Ancak ruh sağlığı da fiziksel sağlığımız kadar önemlidir. Eğer zamanında müdahale edilmezse daha büyük problemlere yol açabilir. Bu durum hem bedensel hem de ruhsal kayıplara neden olur.

3.”Vaktim yok!”

Psikoterapi haftada 1 saatinizin tamamen kendinize ayrılması demektir. Bireyler kendilerine ait 1 saat vakit ayıramayacak durumdalarsa acilen bir terapiste gidip bu durumu konuşmalıdır 🙂

4.”Bir kere gittim, hiç faydasını görmedim.”

Genel yargı; terapistlerin özel güçleri olduğu ve sizi anında analiz ederek en doğru çözümü size sunacağı yönğndedir. Ancak karşınızdakinin sizi empatik dinleme, anlamlandırma ve sorunu kaynağından ele alma konusunda eğitim almış bir “insan” olduğu unutulmamalıdır. Bu nedenle terapist sizi tanımak ve problemi anlamak adına öncelikle değerlendirme seansları yapmaktadır. Bu süreci makul karşılayın. Ayrıca her terapist, her terapi yöntemi her insan için uygun olmayabilir. Bu nedenle bir terapist ve terapi yöntemiyle yaşadığınız durumu tüm psikolojik müdahaleler için genellemeyiniz.

5.Konuşmak ne işe yarar ki?

Yapılan çalışmalar psikoterapinin değişim sağladığını ve bu değişimin ilerleyen dönemlerde de sürebildiğini göstermektedir. Konuşmanın niteliği ve sizdeki davranışsal değişime etkisi buradaki anahtar noktadır.

6.Yabancı biriyle özelimi paylaşmak garip geliyor.

Bu anlaşılabilir bir durumdur. Ancak terapist sizi yavaş yavaş tanımaya yönelik adımlar atacaktır.Bu denli paylaşım yapmanız da sizin karşınızdakiyle yakınlık kurmanızı kolaylaştırır. Ancak terapi sürecinin devamında da bu tedirginliği atamazsanız 2 şekilde süreci değerlendirmek mümkündür;
a. Başkalarına güvenmekle ilgili farklı durumlarda da endişeleriniz yoğun ise bunu seansta dile getirmeniz.
b.Terapistle bu durumu konuşup başka bir terapistle çalışmaya başlamanız.

7.”Terapist Hiç bir şey söylemiyor, her şeyi ben anlatıyorum zaten.”

Terapistler sizlerle sohbet etmek ya da size tavsiye vermek için seans yapmaz. Onların amacı sizi yeterince tanımak ve olayı anlamak; ardından da çözüme yönelik birlikte hareket etmektir. Size kendinizi sorgulatan sorular sorabilir, genel değerlendirmelerde bulunabilir ve size içinde bulunduğunuz durumu açıklayabilirler.

8.”Terapist beni gerçekten önemsemiyor, amacı para kazanmak.”

Terapistlik ülkemizde en çok maliyetli, uzun yıllar öğrenci kalmayı göze alarak devam edilen ve sürekli kendini geliştirmeyi gerektiren bir meslek grubudur.  Dışarıda psikoloji ya da klinik psikoloji bölümlerinden mezun olmaksızın terapist kimliğiyle seans yapmaya çalışan kimi kişiler olsa da; klinik psikolog olan biri uzun yıllar eğitim almak için zaman, para  ve emek harcamaktan çekinmemiş kişidir. Bu nedenle bu işi tamamen para için yapmadığından emin olabilirsiniz. Ancak tabi ki her meslekte olduğu gibi onlar da buradan geçimini sağlamaktadır.

9.”Uzun uzun terapi yerine psikiyatra gidip ilaç almayı tercih ederim.”

Terapi kararı hem kişinin kendiyle ve problemiyle yüzleşmedi hem de zaman ve emek harcaması anlamına gelir.Bu nedenle başlaması zor bir süreçtir. Ancak daha kısa ve pratik görünen psikiyatri süreci, kişinin yaşadığı belirtileri hafifletir. Psikiyatrla yapacağınız muayene görüşmesi sizin belirtilerinizin takibi amaçlıdır. Ancak belirtilerin neden sonuçları hakkında fikir vermez.
*psikoterapi yapan psikiyatrlar hariç

10.”Tüm özelimi başkasının bilmesini istemem.”

karşınızdaki terapist sizi tarafsız ve olabildiğince empatik dinlemek üzere uzmanlaşmıştır. Bu nedenle sizi değer yargılarıyla, kendi kişisel fikirleriyle değil tarafsız ve yalın şekilde dinlemeye odaklanır. Sizi yargılamadan dinleyebilecek, her türlü yaşamsal problemin varlığına açık biri sizi çözüm odaklı dinler. Ayrıca psikoterapistler, bu bilgileri başka hiç bir yerde paylaşmamak üzere eğitim almıştır. Yani konuştuğunuz sadece seansta kalır. Bu da pek çok yakın çevrenizden daha güvenilir bir ortam anlamına gelir.