Hayattaki önceliklerimizi gözden geçirelim. Kendimizi kaçıncı sırada sayardık acaba?

İnsanlara hayır diyememek, kendimizi zora sokacak olsa da başkasına yardım için koşa koşa gitmek ve eğer başkalarına karşı yeterince verici olmazsak onların bizi eskisi gibi sevmeyeceğini düşünmek… Bütün bunlar kendini feda duygusunun birer yansıması olarak karşımıza çıkar. Genellikle çocukluk çağında kendini feda eden bir kişiyi örnek alma ya da kendini feda ettikçe daha çok onay, sevgi görme ile hayatımıza yerleşir.
Yetişkin hayatımızda da o çocuklukta kazanılan duygu devam eder. Örneğin bir iş yapılacaksa o kişi en önde o işi yapmaya çalışır, kendi isteklerini alt sıralara koyarak başkalarının isteklerine göre kendini şekillendirmeye devam eder. Kişi böylece başkalarına onları sevdiğini gösterdiğini ve başkalarının sevgisini hak ettiğini düşünür. Sevgiyi hak etmek için fedakarlıklar yapmak zorunda olmak düşüncesi aslında kişinin kendine gösterdiği sevgi ve şefkatin de düşük olduğunun göstergesidir. Bu durum aile hayatında, iş yaşamında önemli problemlere neden olabilir. Bu kişiler kendini önemsemeyi ve düşünmeyi bencillik olarak görür. Ancak herkesi memnun etmeye çalışmak ve onlar için her şeyi yapmak, kendini arka plana atmak kişinin yorgun hissetmesine neden olacaktır. Ayrıca bu kişilerin kendi değerlerini küçümsemesi de oldukça yaygın görülür.